kırılan bütün pencerelerin kesiklerini biliyorum. kapılara çarpan sesleri, gözlerine inen halkaları, suda sessizce ilerleyen yüzleri biliyorum. dökülen sıvaları, onlara kırgın bakan yalnızları, durmadan devam eden yolları biliyorum. kapı eşiklerinde duran tüm gitmeleri, sızlayarak unutan bütün kalpleri biliyorum. ben duvar, düşümde gördüm üzerime inen kayalıkları. usulca yürüyen her şeye durarak eşlik ettim. hıçkırıkları duydum, gözlerin ıslaklığını üzerimde kuruttum, renkten renge bürünürken üzerimde kalan yumruk izlerini bıraktım. ben duvar, teslim olanların adına yeniliyorum. çevrelediğim yalnızlıklara birer birer isim veriyor, raflara kaldırılan bütün kutuların üzerini tozlandırıyorum. hatırlanmasın diye, bir hatıra kutudan kurtulmaya çalışmasın diye, bir koku dışarı çıkmaya kalkmasın diye genişlemiyorum. ben duvar, yumrukları büyüttükçe büyütüyorum, bir el üzerime değdiğinde ellerimmiş gibi hissetmekten kurtulduğum an olan tüm sertliğimi gösteriyorum, can sıkıyo
Yorumlar
Yorum Gönder